Hakkımda
10 Ağustos 2012 Cuma
yaşasın samimi çaresizliğimiz
"Bizim büyük çaresizliğimiz" ne güzel bir tamlama. Filmi izlemek için düzeni kurup izleyememiş, bir Ankaralı sayesinde bu kitabı edinip dahasında bütün Barış Bıçakçı kitaplarını alarak kütüphanemde bütün kitaplarıyla yer alan tek yazara sahip olmuştum.
-----
Az önce Ankara'ya bok atmayı marifet sanan ve Ankara'yı hiç bilmiyorumu "evet biz İstanbulcular böyleyizdir"cilerin olduğu ortamdaydım. Onlar hep eksik yaşıyorlar. Genelde laf yetiştirmem onlara; sadece acırım. Bugün bu ortamda yanımda bir Ankarasever, Ankaracı vardı. Gökyüzüne bakıp huzur dolup kendimi güvende hissediyordum. "Güven" duygusunu tanımlamak için 24 yaşımda yeni bir şey buluyordum: güven Ankara'yı anlamayıp dışlamayı marifet sayanların arasında Ankaracı bir kişinin varlığını bilmektir.
-----
Bu kitabı paylaşan arkadaşa şu cümleleri yazarak günü bitiriyorum huzur dolu: Ne mutlu Ankaracı olmak, Ankarasever olmak. Bütün İstanbulseverler bile bir noktada birleşemezlerken, Ankaracılar, Ankaraseverler samimi bir çaresizliği paylaşıp, çok konuşmdan başlarını birbilerine yaslayabiliyorlar. Ne mutlu ki Ankaracıyım. Değişik bir onur duydum.
Ankara'yı sevmeyen birinin bana yaptığı kaba benzetmedeki gibi nesli tükenen hayvanlarız biz.
Evet azız; ama birbirimizin ne hissetiğini anlayacak empati yeteneği ve samimiyetinde çoğuz.
Yaşasın bizim Ankara'nın denizi olmayan, gri varlığına sığınmış samimi çaresizliğimiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder