Bu şehri kendi hali ve Ankara'ya benzerliği ile o kadar sevdim ki, gökyüzüne bakıp mutlulukla oh be diyebiliyorum.
Burada hava güneşli bugün. Bu sebepten belki de içimde sebepsiz bir mutluluk oluyor. Ankara'yı yeni yaşayan birinden güzel bir mail almak sevincimi arttırıyor. Ankara'ya gitme planlarımı ona yazarken sevincim daha da artıyor, maildeki sözcükler gidip benim yerime kendilerini gerçekleştirecek. İlk düşen yapraklara dokunacaklar,öyle söylediler bana.
Kapalı olan sesini açmak için tuşuna basıyorum bilgisayarın, o anda radyoda Vivaldi'nin mandolin konçertosuna denk geliyorum. Bugün her şey ne güzel diyorum.
Aklıma biricik kardeşim düşüyor, mandolin sesinin çocukluğumu getirmesinden olsa gerek.
Her çocukluğumu düşündüğümde kendimi Ankara sokaklarında buluyorum. Oysa ki ben bu şehirden çocukken sadece yol üzerinde geçtim daha el sallamasını bile bilmezken.
Olsun hem zaten ben dört mevsim büyümek de istemiyorum ki Ankara. Sonbaharının gelişini uzaklardan selamlarım biraz geciksem de.
Yeşilçam filmleri benim için vazgeçilmez. Yüzlerce kez izlediğim filmler de vardır. Sevdiğim sahneleri toplayayım dedim. Çok var; ama aklıma ilk gelenleri paylaşayım dedim. Hem müziği hem de bağlamı ile beni en çok etkilemiş sahneleri paylaşalım:
1- Selvi Boylum Al Yazmalım (1977)
Müzik:Cahit Berkay
Bu filmin her sahnesini severim de en çok son kısmını seviyorum: Sevgi neydi? Sevgi, iyilikti, dostluktu. Sevgi emekti. Sonra da yeşilçamda ilk kez kullanılan iç ses tekniği ile fotoğrafın donduğu sahneler: elini tuttum sıcacıktı. Yüreği elimdeymiş gibi. Hatta İlyas'ın en son tanımlaması "bitmemiş türküm benim" ile içimizdeki açı doruk noktasına ulaşılır.
2- Dila Hanım (1977)
Müzik: Cahit Berkay
Eşinin katiline aşık olan Dila Hanım'ın (Türkan Şoray) çelişkisinin yaşandığı sahne. Ama en güzeli bu müzikte Kadir İnanır'ın zeybek oynayışıdır.
3- Boşver Arkadaş (1974)
Müzik: İlhan İrem
Tarık Akan'ın bence en sevdiğim karakteri oynadığı filmidir. Asi ve içine kapanık seveni oynayan Tarık Akan, eski sevgilisinin dengesiz tavırlarına karşı hissettiklerini hasta annesine anlattığı sahne (08:13te başlıyor)
Tarık Akan: [...]Ne istiyor benden. Sevse böyle mi yapar? Kaçmak istiyorum, kaçamıyorum. Onu çok seviyorum. Onu çok seviyorum anne. Ama niye kıskandırıyor beni? Niye oynuyor? Bir oyun oynadık anne. Garip bir kumar. İkimiz de kaybettik. Başkası kazandı. Gururumuzun kurbanı olduk. Sevmemeliyim. Ama ölesiye seviyorum. Ne olursun bana yardım et anne. Onu çok seviyorum.
Yine aynı filmden Selma Güneri'nin şımarık ve zengin hatunu canlandırdığı sahnenin en belirgenleştiği kumsal sahnesi (08:50den itibaren). Bu sahnede Tarık Akan'ın çaresiz bakışları ayrı bir başarılı:
Ve unutulmaz abartılı dayak sahnesi:
Tarık Akan: Sana olan en gerçek duygumu dinlemek ister misin?
Selma Güneri: Evet isterim.
Tarık Akan: Seni çok seviyorum, inan bana. İster misin sevgimi?
Selma Güneri: İsterim, bütün kalbimle.
Tarık Akan: Bilirim. Çok şey istersen.
Selma Güneri: Anlayamadım.
Tarık Akan: Mesela beni istersin. Zengin koca istersin...
4- Devlerin Aşkı (1976)
Müzik: Cahit Berkay
Bir öncekine benzeyen bir senaryo. Eski aşıkların tekrar acı bir şekilde denk gelmesi sahnesi:
Yine aslında dengesiz olan bir çifti oynayan Kadir İnanır ve Türkan Şoray'dır yine. Kadir İnanır'ın Türkan diye bağırdığı sahne (09:00dan itibaren) :
5- Boş Kalan Çerçeve (1969)
Belkıs Özener- Boş Kalan Çerçeve
Aşağıdaki videoda olduğu gibi 00:51de Kartal Tibet'in öksürmesi, piyanodan gelmesi beklenen keman sesi, playback uyuşmazlığı ile başka bir güzel sahne. Hülya Koçyiğit'in her daim sevdiğim takdir ettiğim hareketi: sağ omuzun önde olduğu İngiliz asaleti ile koşup ağlayacağının habercisi gözlemlenebilir burun titremesi ile çerçeveye yaklaşır ve:
HK: Ferit aşağıdaki o iğrenç mahluk sen misin? Bunu bana nasıl yaparsın? Artık hiç kimseyi sevmeyeceğim. Hiç. Hiç ama hiç kimseye inanmayacağım. Bundan sonra hayatım bomboş geçicek. Kalbim bomboş olucak. Tıpkı bu çerçeve gibi. Tıpkı boş çerçeve gibi.
Başka bir huzur benim için yeşilçam filmleri. İyi seyirler.